Ankara'da yaşayan bir kadın, saplantılı komşusunun ve onun çevresindeki kişilerin şiddetine maruz kalıyor. Komşusunun arkadaşlık teklifini reddetmesinin ardından başlayan olaylar, kadının ve çocuklarının hayatını kabusa çevirdi. İki yıldır süren taciz ve şiddet olayları, kadının defalarca güvenlik güçlerine şikayette bulunmasına rağmen devam ediyor. Yetkililerden sonuç alamayan kadın, çocuklarıyla birlikte evlerini terk etmek zorunda kaldı ve şu anda farklı bir yerde kalıyor.

Sürekli Tehditler ve Saldırılar

Kadın, komşusu ve yakınlarının sürekli ölüm tehditleri ile karşı karşıya olduğunu, çocuklarının defalarca darp edildiğini ve kendisinin de fiziksel şiddete maruz kaldığını söylüyor. Yaşanan son olayda, kızları tekrar darp edilmiş ve küçük çocukları da tehdit edilmiştir. Bu nedenle, aile güvenli bir ortam bulabilmek için evlerini terk etmiş durumda. Kadın, yaşadığı korku ve endişelerden dolayı işini de kaybetmiş ve büyük bir mağduriyet yaşıyor. Olayların sürekli tekrarlaması, ailenin geleceğinden büyük endişe duymasına neden oluyor. Aile, Ankara'daki yetkililerden acil koruma ve destek bekliyor.

Hak Arama Mücadelesi

Kadın, yetkili mercilere defalarca başvurarak şikayetçi olmuş ancak dosyaların kapatıldığını ve herhangi bir sonuç alamadığını belirtiyor. Ailenin yaşadığı bu durum, aile içi şiddetin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Bu vahim olayın, sadece bir komşuluk sorunundan çok daha fazlası olduğunu ve acil müdahale gerektiğini vurguluyor. Ailenin yaşadığı korku ve endişe, olayların büyüklüğünü ve acil çözüm bulunması ihtiyacını ortaya koyuyor. Yetkililerin konuya daha duyarlı yaklaşması ve ailenin korunması için gerekli adımları atması gerekiyor.

Yaşam Hakkı ve Güvenlik

Yaşadıkları şiddet ve tehditlerden dolayı evlerine dönemeyen aile, günlerdir farklı yerlerde kalmaya çalışıyor. Korkularına rağmen eşyalarını almak için eve dönmeyi planlıyorlar ancak korkuları nedeniyle bunu yapmaktan çekiniyorlar. Aile, yetkililerden koruma kararı ve uzaklaştırma kararı talep ediyor. Çocuklarının can güvenliğinin sağlanması, ailenin en büyük önceliği haline gelmiştir. Çocukların yaşadığı travma ve psikolojik sorunlar da göz ardı edilmemelidir. Ailenin huzurlu ve güvenli bir yaşam sürme hakkı, yetkililer tarafından korunmalıdır. Olayın kamuoyunda geniş yankı bulması ve ilgili kurumların harekete geçmesi bekleniyor.